Duygularımız

Sevgi duygusu, tanımlanması en zor duygulardan bir tanesidir. Kişiden kişiye gerçekten çok farklılık gösterir.

Sevgi duygusu sadece karşı cinse hissedilen bir duygu değildir.

Biz canlıların genel olarak her şeyi sevebilme potansiyeli vardır.

Bir kişiyi ya da bir nesneyi sevmek bize kendimizi iyi hissettirir. Kendimizi daha fazla güvende hissederiz ve bu duygunun sağlıklı seviyesi hayata karşı daha olumlu bakmamıza daha olumlu duygular geliştirmemize yardımcı olur.

Severek yaptığımız her iş bu nedenle başarı getirir.

Her şeyde olduğu gibi burada da dengeyi korumak önemlidir.

Aşırı sevmek kaybetme korkusu ile hata yapmamıza, az sevmek ya da hiç sevmemek güvensizlik ve karamsarlık gibi olumsuz duygulara sebep olur.

Genel olarak ele alırsak, sevgi, korku duygusunun yönetilmesi ve güven duygusunun gelişmesi sonucu ortaya çıkar.

Sevgi duygusunda öne çıkan güven duygusunun altında; bundan bana zarar gelmez, bana kendimi iyi hissettiriyor ya da bana faydası var düşüncesi yatar.

Zaten normal olarak, bu düşünceler geliştiği zaman korku duygumuz azalmaya ve bu azalma ile birlikte güven gelişmeye başlar.

Güven gelişirse sevgi gelişir ve ardından olumlu duygular gelir.
Burada sevgi pıtırcığı olalım demiyorum. Yani ne çok sevip kontrolü kaybedelim ne de az sevip ya da sevmeyip düşman olalım.

Bir şeyi çok sevmek kaybetme duygusu nedeni ile aşırı sahiplenme isteği geliştirir ki bu sağlıklı değildir.

Örneğin bir gülü ele alalım. Genel olarak herkes gülü sever ve ondan zarar gelmeyeceğini bilir hem de gerçekten bizlere kendimizi iyi hissettirir. Bu nedenle yolda gördüğümüz güzel bir gülün bizim olmasını isteriz ve onu gider koparırız. Gidip satın alıp yetiştirmek aklımıza gelmez. Çünkü o gülü severiz 😊

Başka bir örneği ele alalım. Samimi olduğunuz bir arkadaşınız var (Burada sevgiliden bahsetmiyorum) Onu gerçekten çok seviyorsunuz. Fakat eskisi gibi bir araya gelemiyorsunuz. Çünkü arkadaşınızın tek arkadaşı siz olmadığınız gibi diğer arkadaşları ile de görüşüyor ya da yapacak başka planları var, farklı hobiler ile vakit geçirdiğinden size, size göre yeterli vakit ayıramıyor. Siz de başlıyorsunuz: Benden uzaklaşıyor mu? Beni sevmiyor mu? Bir hata mı yaptım? demeye.

Bu ve bunun gibi örnekleri çoğaltabilirsiniz.

İster bir gülü dalından koparın ister bir şeyi kaybetme duygusuna kapılın, burada görmeniz gereken sevgi duygumuzun dengesinin, korku yönünde bozulmaya başlamasıdır.

Sevgi duygusunun olmaması konusunu ele almıyorum bile. Çünkü sevgi yoksa güven yoktur ve bu noktada hiçbir olumlu duygu gelişmez. Bu da bizi toplum dışına iterek yalnızlaştırır.

En başta kendimiz için sağlıklı sevgi duygusu geliştirmek istiyorsak, sahiplenme olayını abartmadan karşı tarafta her kim ve ne var ise onun yaşam alanına ve iradesine saygı göstererek sevmeliyiz.

Bunu yapabilmemiz için de kişinin önce kendini sevmesi, yani kendinden korkmaması ve kendine güvenmesi gerekir.

Öz sevgi dediğimiz bu olgu bizim diğer her şey ile kuracağımız sevgi bağının niteliğini belirler.

Öz sevgimiz ne kadar düzeyli olursa ne kaybetmekten korkarız ne de bir şeylere sahip olmak için hunharca hareketler yaparız.

Öz sevgimiz bizi sağlıksız ilişkilerden ve gereksiz şeylere sahip olma isteğinden korur.

Kendini sağlıklı seven, başkasını da sağlıklı sever.

Peki öz sevgiyi nasıl geliştirir derseniz öncelikle korku duygumuzu sağlıklı bir seviyeye getirmek zorundayız. Bunun için korku başlıklı yazımı okumanızı öneririm.

Bazen bazı şeyleri ilk görüşte sevme duygusu ya da nefret duygusu gelişebilir kişilerde. Bu gelişen şeyin sevgi veya nefret olmadığını çok açık ve net söyleyebilirim.

Çünkü sevebilmemiz için o kişi veya nesneyi biliyor, korkmuyor ve güveniyor olmamız gerekir. Ya da sevmememiz için biliyor, korkuyor ve güvenmiyor olmamız gerekir.

Fakat bazen ilk görüşte karşı tarafta gördüğümüz şeyler bizde iyi veya kötü hisler uyandırır. Bu hisler doğrudur. Bunu bende inkâr edemem. Ama bu hislere kapılıp hemen sevmek ya da nefret etmek yerine bu eğer bir kişi ise tanımak için zaman veya bir nesne ise hakkında güvenilir bilgi sahibi olmak için sağlam bir araştırma yapmak gerekir.

Tabi başta bizde olumsuz hisler uyandıran kişiler ve nesneler için çok acele etmesek iyi olur 😊

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment